Hünkâr Mahfili ve Hünkâr Dairesi
HÜNKAR MAHFİLİ
Caminin batısında bulunan hünkar mahfilinin planı beyzidir. Duvarlarında ince alçılı silmelerle dikdörtgenler ve baklava motifleri bulunmaktadır. Düz tavana geçiş ise yapraklarla süslü bir koltuk silmesiyle gerçekleştirilmiştir.
Hünkar mahfili çıkmasında, korkuluk duvarının üzerinde yaldızlı bronzdan iki ayrı sütun dikkati çekmektedir. Hünkar mahfilinin tam simetriğinde bulunan ve devlet ricaline ya da hanedana mensup olan hanımlara tahsis edildiği anlaşılan mahfilin korkuluk duvarında da aynı türde yatay bir kayıt mevcuttur.
HÜNKAR DAİRESİ
Hünkar mahfili ve ziyaret galerileriyle bağlantılı olan hünkar dairesi, bütün geç devir Osmanlı camilerinde olduğu gibi harimin kuzeyindeki kanadın üst katını tamamen kaplamakta, caminin bu yöndeki cephesine sivil mimari görünümü kazandırmaktadır.
Basık kemerli pencerelerden ışık alan Hünkar Dairesi padişahın, hanedan mensuplarının ve devlet ricalinin dinlenmesi amacıyla yapılan bu bölümlerin tavanları devrin saray üslubuna uygun biçimde bezenmiş, söz konusu mekanlar yaldızlı saray mobilyasıyla tefriş edilmiştir.
Bu mobilyalar arasında yer alan varaklı ayna ve konsol da dikkat çekicidir.
Bu odanın duvarında İstanbul müftülerinden merhum Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı’ya (1904-1978) ait bir kıt’a, Hırka’nın önemini şu şekilde anlatmaktadır:
Ziyaret kılsın ümmetler ridâ-i can-bahadır bu,
Cenâb-ı Üveys’e ihsân atây-ı Mustafa’dır bu,
Eşiğine Şeref rûy-ı siyâhın sür niyâz eyle,
Makâm-ı Hırka-i pak-i Habib-i Kibriya’dır bu.
Harap durumdaki Hünkar Dairesi 1980’li yıllarda Hırka-i Şerif Vakfı tarafından aslına uygun olarak restore ettirilmiştir.