Ney
Türk Musikisinin ana enstrümanlarından dini, ahlaki ve tasavvufi bir değer
taşıyan neyi kendi tavır, teknik ve etiğine uygun olarak icra edebilen kişidir.
Günümüze Sümerlerden gelen “nây” yani kamış, kargı anlamına gelen bu sazın en eski adıdır. O zamanlardan günümüze kadar geçen süre içerisinde pek fazla değişikliğe uğramamış ve “ney” adıyla kabul görmüştür
Ney üfleyen kişiye “neyzen” denilmektedir. Farsça icra eden, çalan anlamına gelen “zeden” sözcüğü “ney”in sonuna eklenerek “neyzeden” olarak kullanılmış, daha sonraları günümüzde kullanılan “neyzen” şeklini almıştır. Arapça’da ise “nâyî” sözcüğüyle kullanıla gelmiştir.
Musikiye çok düşkün olduğu, gerek mesnevi’den gerekse gazel ve rubailerinden anlaşılan Mevlânâ’nın Hazma adında bir neyzeni vardı. Bu neyzen Mevleviler arasında en kudretli neyzen anlamına gelen “Kutbünnayi” adıyla anılırdı. Hazma Dede’nin üflediği ney altısı önde biri arkada olmak üzere yedi delikten ve dokuz boğumdan oluşuyordu. Günümüzde ki şeklini de bu ilk örneklerden almıştır. Görünüşte ilkel bir saz olarak görünse de sesinin rengi, tesiri ve zenginliğiyle insanları büyüleyen bir sazdır. Ney’in içinde barındırdığı ulvî ses neyzenin üflediği ilâhî nağmelerle hayat bulmaktadır.
Ney, çok uzun bir geçmişi olan, her dönemde büyük saygı görmüş ve âdeta kutsal bir çalgı olarak değerlendirilmiş bir müzik aletidir. “Nây–ı şerif” denmiş olması boşuna değildir. Ney sazının İslam tasavvufunda ve Türk Mûsikîsi’nde büyük yeri ve önemi vardır. Ney Arap ve Fars müziklerinde de çok önemli bir yeri olan ve bu müziklerde de kullanılan bir müzik aletidir.
Fotoğraf Galerileri
Özel-Ney